24 Mayıs 2015 Pazar

ÇOCUK EDEBİYATI ve MEDYA DERS NOTLARI (4)

TEKERLEMELER
Çocukların dil ve estetik zevklerinin gelişmesi için hazırlanmış kitaplardır. Tekerleme, bazı sözcüklerin veya seslerin tekrarlanması, ölçü ve kafiye gibi ögelere bağlı kalmak suretiyle anlamlı ve anlamsız, belirli bir konusu olmayan söz dizelerine verilen addır. Herhangi bir konuya bağlı kalmak zorunluluğu yoktur. Bu nedenle tekerlemelerde mantık aranmaz.
Eleştirmen Lissa Paul, çocuklara “gerçek lirik şiir”i öğretmenin başka bir yoluna işaret ederek okunacak şiir metinleri ve çeşitli tekerlemelerden hareketle, “şiirin, çocuğu olgunlaştıran ve geliştiren bir tür” olduğunu belirtir. Geleneksel tekerlemeler, çocuğu hem gülümsetir hem de birlikte oynamaya çağırır. Çocuklar tekerlemelerden, cinas ve aliterasyon gibi kelime oyunlarından zevk alırlar.Tekerlemeler, oyun mantığı içinde çocuğa dil eğitimi kazandıran önemli bir türdür. Kelime hazinesi gelişir.r. Yetişkin dil kusurlarını gidermede diksiyonla ilgili yazılan kitapların birçoğu en önemli araç olarak tekerlemeleri kullanır.

 Genel olarak çocukların çıkaramadıkları sesler “r, p, s, j, c, ç” sesleridir. Konuşma bozukluğu gösteren çocukların aileleri arasında yapılan bir araştırmada, ailelerin % 50’sinin çocuktaki bu kusurlardan rahatsız olmadığı, % 30’unun tekerlemeler vasıtasıyla çocuklardaki bu diksiyon kusurlarını gidermeye çalıştığı, % 20’sinin ise çocuğunun dil kusurlarının farkına varmadığı anlaşılmıştır.

Tekerlemeler dört başlık altında incelenebilir: Masal Tekerlemeleri: Masalın başında, ortasında, sonunda ve bazen de uygun yerlerinde söylenen ve genellikle ses tekrarlarına dayanan, belli bir anlamı bulunmayan sözlerdir.

Masal başı tekerlemeleri: Anlatılan masalla pek ilgisi olmayan, dinleyicinin dikkatini masala çekmek için söylenen sözlerdir. Bu bölümde masalın gerçek değil, eğlenmeye dönük bir tür olduğu ve ibret dersi verme maksadıyla söylendiği hissettirilir.

Örnek Bir varmış, bir yokmuş... Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde... Develer tellallık eder eski hamam içinde
Masal ortası tekerlemeleri: Bu tür tekerlemeler masalın ortasında dağılan dikkatleri toplamak, anlatımı hızlandırmak, uzak mesafeleri kısaltmak maksadıyla söylenir.

Örnek Az gittim uz gittim... Dere tepe düz gittim. Çayır çimen geçerek, lale sümbül biçerek; soğuk sular içerek, altı ayla bir güz gittim. Bir de dönüp ardıma baktım ki, ne göreyim, gide gide bir arpa boyu yol gitmişim!..

Masal sonu tekerlemeleri: Masalın mutlu bir sonla bittiğini, iyi kahramanların daima iyilikler ve güzelliklerle karşılaşabileceği mesajının verildiği bölümdür. Bu bölümde masal dinleyicisine de aynı mutluluğu dilemek maksadıyla söylenen tekerlemelerdir.

Örnek “Gökten üç elma düştü; biri bana, biri dinleyenlere, diğeri de bütün iyi insanlara olsun.”

Sayışmaca/Ebe Seçmece: Yaratıcıları çocuklar olan veya büyüklere has yaratıcılıkla kendi geleneklerine ustalıkla uygulamalarının ürünüdür. Genellikle şiir niteliği taşıyan bu tekerlemelerden en yaygın olanı, oyunlarda ebe çıkarmada faydalanılan, başı ve sonu kafiyeli olan, belli bir ahenk ile söylenen söz kalıplarıdır

Örnek:Portakalı soydum Baş ucuma koydum. Ben bir yalan uydurdum. Duma duma dum. Kırmızı mum. Dolapta pekmez, Yala yala bitmez. Ayşecik, Fatmacık, Sen bu oyundan çık.

Oyun İçi Tekerlemeler: Karşılıklı konuşma, söyleşme ve atışma şeklinde söylenen tekerlemelerdir. - Komşu komşu! - Huu! Huu! - Oğlun geldi mi? - Geldi Ne Getirdi İnci Boncuk

Tören Tekerlemeleri: Çocukların kendilerine mahsus törenlerle yetişkinlerin katıldıkları bazı törenlerde söylenen tekerlemeler olarak ikiye ayrılır. Yağmur yağdırma, Çiğdem-Pilavı, Sayacı türkü adlarıyla Anadolu’nun pek çok yöresinde söylenen tören tekerlemeleri Batı toplumlarında özellikle Hrıstiyan Paskalya yortularına rastlayan günlerde de çocuklar tarafından söylenir.
Yağ yağ yağmur Teknede hamur Tarlada çamur Ver Allah’ım ver Sel gibi yağmur


Yanıltmaca/Şaşırtmaca Tekerlemeleri: Benzer kelimelerin ve seslerin sıkça tekrarlanmasıyla oluşturulan anlamsız sözlerdir. Daha ziyade söz cambazlığına dayanır. Şiirselliği olmayan bu tür tekerlemelerde söyleyeni sınama amacı güdülür


  • Tekerleme kitapları sayesinde çocuk, anlamsız ses tekrarları yaparak sesli ve sessiz harfleri doğru bir şekilde telaffuz etme yeteneği elde eder. 


A: Adalardan adalara adanan Adanalı Abroşun abarta abarta AhlatIı ağadacının avutucu, avuntucu, ahmak, aptal Abdurahman'in apraşı ağır ağır gidiyordu. B: Büyük büyük büyüteç//, babacan Babaeskili bonboncu Bilal'le Bigalı bıngıldak Bahir'in bön bön bakışlarına, bomboş büyü/ü, büyük büyük laflarına kızıyordu. B, D: Baldıran dalları ballandırılmalı mı, ballandırılmamalı mı? Sonra o bala daldırılan baldıran dalları dallandırılmalı mı, dallandırılmamalı mı?

Yakıştırmalar Ses benzerlikleri üzerine kurulan sözlerdir. Zekâ oyunlarına dayanır, esprili bir anlatımları vardır. Kavram, olay ve nesnelere şakacı bir yaklaşımın sergilendiği anonim ürünlerdir. -
Örnek
Engin - Babası zengin
Portakal-Orda Kal

BİLMECELER
Bilmeceler anlama ve anlatma becerisinin gelişimine katkı sağlar. Çoğu zaman dil oyunlarına dayalı bir türdür. Çocuğun zekâ gelişimi bakımından önemli olmakla birlikte dil gelişimi açısından da vazgeçilmezdir


  • Bilgiyi ölçen, eğlendirirken düşündüren, bir nesneyi zıt önermeler ile tanımlayarak çözümü zorlaştıran bilmeceler, çocuğun anlama ve anlatma becerilerine katkı sağlarken şiir eğitimi açısından da önemlidir.
  • Tekerlemeler çocuğun dil, bilmeceler zihin gelişimi için önemlidir. Kelime tekrarları yapmak suretiyle çıkarılması güç sesleri çıkarmaya çalışan çocuk, bilmecelerle akıl yürütme, ipuçlarını değerlendirme gibi pek çok yetenek kazanır.
ÇOCUK ŞARKILARI 
Okul şarkıları adıyla bilinen ve anaokulundan ilköğretimin bitimine kadar ilgi gören parçalardır. Öğrenci düzeyine uygun söz ve müzik ögeleri taşırlar. Oyun eşliğinde söylenebilen Küçük Kurbağa, Üşüdüm, Yağ Satarım Bal Satarım,

Örnek
Küçük Kurbağa Küçük kurbağa küçük kurbağa Kuyruğun nerede Kuyruğum yok kuyruğum yok Yüzerim derede Ku vak vak vak Ku vak vak vak Ku vak vak vak Ku vak





  • PARMAK OYUNLARI 

Bir öykü, şiir veya şarkının sözlerine uygun olarak olayların canlandırılması; bir sayının veya kavramın öğretilmek amacıyla parmakların kullanılmasıdır.

Eğitimsel Değeri 
• Dramatik oyunlara hazırlıkta önemli bir merhaledir. • El göz koordinasyonuna katkı sağlar. • Çocuğun yeni kelimeler öğrenmesini kolaylaştırır. • Dil gelişimine olumlu katkılar sağlar. • Dinleme yeteneği kazandırır.• Dramatizasyon (canlandırma) ve pandomim gibi dramatik etkinliklere hazırlar. Pandomim: Sözsüz tiyatro demektir. Pandomimde yüz mimikleri, el-kol ve beden hareketleri kullanarak tema anlatılmaya çalışılır. • Taklit yeteneğini geliştirir. • Parmak kaslarının gelişmesini sağlar. • Kavram öğretiminde çok farklı imkânlar sunar. Örneğin baş, orta, serçe veya 1, 2, 3 …yön: sağ, sol…gibi. • Hareketli çocukların daha sempatik gelebilecek bir yöntemle sakinleştirilmesinde etkilidir. • Bellek becerilerini geliştirir, çocukların hayal dünyasını zenginleştirir.

Parmak Oyunlarında Nelere Dikkat Edilmelidir? • Öncelikle çocukların anlayabileceği, kavrayabileceği ve kolay telaffuz edebileceği kelimelerden oluşmalıdır. • Öğretmenin metni okuyup yorumlamasından sonra öğrencilerin hangi parmak hareketlerini yapacağına yine öğretmen karar vermelidir. • Metne uygun yapılacak hareketler öğrencilere gösterilmeli, onların da kendisine eşlik etmeleri istenmelidir. • Parmak oyunlarını seçme, planlama ve uygulama aşamalarında; çocukların gelişim düzeyi, metnin başlığı, oyunun uzunluğu, grup sayısı, ve oyunun hedefi açıklanmalıdır. • Parmak oyunlarından verim alınabilmesi için öğretmen daha öncesinden metni ve hareketleri ezberlemelidir. • Parmak oyunlarına önce bir şiirle başlanmalı; şarkılı, çok yönlü parmak veya beden hareketleri alıştıra alıştıra gösterilmelidir. • Çocukların metni ezberlemelerinde ilk başta ısrarcı olunmamalıdır. • Parmak oyunlarının süresi, çocukların dikkat süreleri dikkate alınarak ayarlanmalıdır
ÇOCUK MASALLARI
Arapça “mesel” kelimesinden dilimize geçmiş olan ve Anadolu’da masal olarak kullanılan kavram, diğer Türk yurtlarında “ertegü”, “ertek”, “çöçak” gibi kelimelerle karşılanır. Masallar; ağızdan ağıza, kuşaktan kuşağa anlatılagelen ve halkın hayal gücüne dayanan, tamamen olağanüstü olayların anlatıldığı öykülerdir.

  • Masalların kökeniyle ilgili ilk teoriler Alman asıllı Wilhelm Grimm’e aittir
Dünya masalları arasında edebî niteliğiyle öne çıkan Pançatantra, Kelile ve Dimne, Tutiname, Binbir Gece Masalları sayılabilir. Bunlardan özellikle Pançatantra’nın dünyadaki ilk masal kitabı olduğu rivayet edilir. 
  • Türk masallarını ilk derleyen Rus Türkoloğu F. Wilhelm Radloff’tur. Albert Wesselski, Thedor Menzel, Friedrich Giese, George Jakob gibi Batılı araştırmacılar Türk masalları üzerinde çalışan yabancılardır. Pertev Naili Boratav, Naki Tezel, Mehmet Tuğrul, Eflatun Cem Güney de Türkiye’de masallar üzerine çalışan bazı Türk araştırmacılardır. 
Masalın Özellikleri 
Masallarda iyi-kötü, doğru-yanlış, haklı-haksız, adalet-zulüm, alçakgönüllülükkibir gibi karşıt kavramları temsil eden kahramanların mücadelesi vardır.

  • Masallarda genellikle tek olay anlatılır. Hayal-gerçek, soyut-somut, maddimanevi unsur ve motifler, bir yandan insanları eğlendirme işlevi yüklenirken öte yandan örnek ve model oluştururlar.
  • Masallarda zaman ve mekân belirsizdir. Masal kahramanları belli bir yer ve zamanda yaşayan kişiler değildir. “Zamanın birinde bir padişah varmış.”, “Bir zamanlar bir kız varmış.”,
  • Bunlar da kahramanın bir özelliğine vurgu yapmak için konulmuş adlardır. Keloğlan, Koca Nene, Yılan Bey, Hüsnü Yusuf, Hoca Efendi, Gülanber Hanım, Gül Sinan, Tavuk Kız, Tüylü gibi
  • Masalların çocuk eğitiminde önemli bir yeri vardır. Okuma, dinleme eğitimlerine katkı sağlar; onları iyiye, güzele, doğru davranışlara, hoşgörüye yönlendirir. 
Masalların bölümleri
Masallar temel olarak üç bölümden oluşurlar: • Masalın giriş bölümü (Masalbaşı / döşeme)

• Asıl masal bölümü (Gövde) • Masal sonu bölümü (Dua veya üç elma)

 Giriş: Bu bölüme “masalın döşeme bölümü” de denilmektedir. Masalın giriş kısmında birbiriyle ilgisi olmayan kelimeler tekerleme tarzında bir araya getirilmiştir.  Girişte belli başlı kahramanlar tanıtılır, üzerinde durulacak konu açıklığa kavuşturulur.

Asıl masal bölümü: Bu bölüme “gelişme” veya “gövde” adı da verilir. Masalı ilginç yapmak için bu bölümde de zaman zaman tekerlemeler yer alabilir. Giriş bölümü bittikten sonra çeşitli ilgi kuran kelimelerle (adamın biri, bir gün . . .) bu bölüme girilir.

Masal sonu bölümü: Bu kısma “sonuç bölümü” de denilir. Masalın bitirildiği bölümdür. Bu bölümde; masalcı çoğunlukla olayın içindeymiş gibi hoş bir şekilde masalı bağlar, anlattıklarına gerçek havası vermek için gerçekçi sözlerle bir tekerleme yapar. Masalcı sanki o olayları yaşamıştır.

Masal Tipleri Türk masallarında toplumun her kesiminden kişilere rastlanır. Padişah, vezir, şehzade gibi devlet kademesinden insanlar yanında tüccar, derviş, şeyh, köylü, cadı, hırsız gibi farklı çevrelere ait insanlar da vardır. Bu kahramanlar, kişilik ve davranış özellikleri bakımından Türk toplumuna ait örneklerdir.. 
Bütün masallarda olumlu özellikler iyi, güzel ve doğru olanda; olumsuzluklar ise kötü, çirkin ve yanlış olanda odaklanır. Masalın sonunda daima olumlu tipler kazanır. Olumsuz tipler cezalandırılır. Bütün masallarda meziyetler güzelde, iyide ve güçlüde; kusurlar ise çirkinde, kötüde ve zayıftadır.

Masal çeşitleri
Masalların beş çeşidi vardır
  • Hayvan Masalları: Eğiticilik ve eğlendiricilik ön plandadır.
  • Olağanüstü Masallar: Cin, peri, dev, ejderha gibi varlıklar etrafında gelişen akıl dışı masallardır
  • Gerçek Masallar: Kişi ve olaylar gerçeğe yakındır. Padişah, vezir, Keloğlan, tacir, kadı vb.
  • Güldürücü Masallar: Bu masallar kısa, öz ve nüktelidir. Daha ziyade yetişkinlere seslenir
  • Zincirlemeli Masallar: Kahramanları büyük bir çoğunlukla hayvanlardır. Önemsiz olaylar birbirini takip eder, bazen baştan en sona, bazen de sondan başa doğru düzensiz gidiş gelişler vardır.
Jean-Jacques Rousseau’nun “Emile ya da Çocuk Eğitimi” adlı kitabında da belirttiği gibi aslında “masallar” yetişkinler için yazılmamıştır.

 Çocuk daha okuma ve yazmayı öğrenmeden masallar sayesinde başkalarının hakkına saygı duyma, yardımlaşma, paylaşma, yöneticilerini seçebilme, söz dinleme, sevgi, arkadaşlık, dostluk, iyilik, doğruluk vb. kavramları öğrenebilir.

Masal Parodileri
Masal kahramanlarını günümüz problemleriyle karşı karşıya getiren ve olayların güncellenerek çeşitli problemlere ve çözüm yollarına çocuğun dikkatini yoğunlaştıran masal parodileri özellikle okul öncesi çocukların eğitiminde kullanılabilecek önemli dil etkinliklerindendir. Masal parodileri genellikle güldürücü ögeler taşıdığı için dinleyende hoş duygular bırakır.

FABL (HAYVAN MASALI) 
Belli bir ahlak dersi vermek amacıyla meydana getirilen hayal ürünü, kısa ve hareketli hayvan öyküleridir.

  • George Orwell’in 1945’te kaleme aldığı Hayvan Çiftliği adlı roman, modern bir fabl olarak değerlendirilebilir
  • Fabl türünün modern Türk edebiyatındaki ilk örnekleri, Tanzimat Dönemi’nde Şinasi’nin kaleminden Türkçeye çevrilen fabllerdir. 
Fabl Özellikleri: • Latince öykü demek olan “fabula”dan gelir. • Kahramanları genellikle hayvanlardır. Bu hayvanlar kendi özellikleriyle fakat insanlar gibi konuşurlar. Bu nedenle masalımsı bir özellik arz ederler. • Fabllarda öğreticilik esastır. • İnsanların kusurlu ve gülünç yönleri de doğrudan doğruya bir eleştiri konusu yapılır. • Genellikle manzumdurlar. • Asıl amacı belli bir ana fikri yalın bir veya birkaç olayın yardımıyla en kısa yoldan açıklamaktır.

Fablın bölümleri
• Giriş Bölümü: Olayın ve kahramanların tanıtıldığı bölümdür.
• Gelişme Bölümü: Olayların entrikalarla düğümlendiği bölümdür.
• Sonuç Bölümü: Düğümün çözümlendiği bölümdür.
• Ders Bölümü: Kıssadan hisse bölümüdür

Masallar ile fablın ilk üç bölümü ortaktır. Fabllarda farklı olarak “kıssadan hisse” bölümü vardır.

Hikâye kartlarının özellikleri

• Kartlar sert kartonlara yapıştırılmalıdır.
• Hikâye kartlarındaki resimler, çocukların görebileceği büyüklükte hazırlanmalı; çocukların görebilecekleri şekilde oturtulmalı ve hikâye sırasıyla çocukların göz hizalarına uygun şekilde gösterilerek anlatılmalıdır.
• Kartlardaki resimler boyalarla renklendirilmeli, resimlerin hikâyede geçen olayı ve karakterleri iyi bir şekilde anlatmasına dikkat edilmelidir.
 • Süre, çocukların karttaki resimleri tamamen görebilecekleri şekilde ayarlanmalıdır.
Hikâye kartları nasıl hazırlanır?
• Öncelikle bir hikâye tespit edilir. • Eski gazete, dergi ve broşürlerdeki resimler kesilerek belli bir kompozisyon içinde bir araya getirilebilir ve hikâye kartı hazırlanabilir. • Hikâye giriş, gelişme, sonuç bölümlerine ayrılır. • Sayfanın bir yüzünde hikâye diğer yüzünde resim olacağı için resim-metin ilişkisi göz önünde tutulmalıdır. Baş kahraman diğerlerine göre daha büyük çizilmeli ve kompozisyon buna göre şekillenmelidir. • Hazırlanan resimli hikâye kitabı için çeşitli kitaplardaki çizgi ile çizilmiş figürler stilize edilerek resim kartonuna kopyalanır. • Kopyalanan resimler boyanır. • Boyamak için guaj boya, ispirtolu boyalar, pastel boya, sulu boya, kuru kalem boyalar ve artık malzemeler kullanılabilir. • Her yaprak ayrı ayrı hazırlandıktan sonra kapak sayfası karton veya ince mukavvaya yapıştırılır. • Öykü, kitabın üzerine yazılır. • Tüm sayfalar sıraya konur ve hepsi birden zımbalanarak, dikilerek, spiral cilt yaptırılarak vb. birleştirilir. • Böylece hikâye kitabı çocuklara anlatılmaya hazır hâle gelmiş olur.

Öğretmene düşen görevler 
• Öğretmen anlatacağı hikâyeyi daha önce okumalı ve çok iyi hazırlanmalıdır. • Öğretmen hikâyeyi anlattıktan sonra kartları çocuklara vererek onların kendi öykülerini yaratmalarına fırsat vermelidir. • Öğretmen hikâye kartlarının arkasına numara vererek kartları numara sırasına göre sıralamalıdır. • Hikâye metni kartların arkasına ya da bir dosya kâğıdına yazılıp kartlarla birlikte zarflara konularak saklanmalıdır
Çocuk öykülerinde konu, çatışma, ileti, tip, karakter ve kahraman kavramları
Konu: Yazıda üzerinde durulan şeydir. Konuşmada, yazıda edebî metinlerde ele alınan durum, düşünce, olay, olgu, sorun, hayatın içinde var olan ya da düşlenen her şeydir. Bir edebî eserde iyi ya da kötü konu yoktur.
 Çocuk öykülerinde her türlü konu işlenebilir. Aşk, sevgi, ölüm, kıskançlık, kin, ayrılık, dostluk; mikrop, bitkiler, sebzeler, meyveler… Bununla birlikte öykü, kin ve nefret duyguları aşılayamaz.
 Konular somuttan soyuta doğru yalın ve anlaşılır bir şekilde verilmelidir

Çatışma:konuyu yapılandıran en önemli ögelerden biridir. Bir çocuk öyküsünde çatışma, aynı zamanda problemdir. Bu bakımdan çatışma doğrudan olay veya olay örgüsüyle ilintilidir. Olay, ortaya çıkan, oluşan durum demektir
Olaya dayalı edebî metinlerden olan öykülerde çatışma dört başlık altında incelenebilir: • Kişi-kişi çatışması • Kişinin kendisiyle olan çatışması • Kişi-doğa çatışması • Kişi-toplum çatışması

Karakterler açık ve kapalı; devingen ve durağan olmak üzere dört başlık altında incelenebilir. a) Açık karakter: Bir öyküde çeşitli yönleriyle ele alınan, tanıtılan, gerçek dünyadan alınmışlık hissi uyandıran ve okuyucunun tanıdığı karakterdir. Yazar, bu karakter üzerinden iletiyi verir. Açık karakterler, bir öyküyü ilk okumaya başladığımızda yukarıda verilen karakter geliştirme yöntemlerinden birini veya bir kaçını kullanarak tanıtılan karakterlerdir.
b) Kapalı karakter: Haklarında fazlaca bilgi verilmeyen karakterlerdir. Bir çocuk öyküsündeki anne, baba; babaanne, dede genellikle kapalı karakterdir. Onların sıfatları hakkında fazla bilgi verilmez.

Devingen ve durağan karakterler ise öykü boyunca kişiliklerinde bazı değişikliklerin yaşanması veya yaşanmaması sebebiyle isimlendirilirler. Örneğin öykünün başında tembel, arkadaşlarıyla geçimsiz, okulu sevmeyen bir çocuğun öykünün sonunda çalışkan, uyumlu ve okula ilgisi artmış olarak karşımıza çıkması nedeniyle karakterin devingen bir yapı gösterdiği söylenebilir.
 Masallardaki gibi iyiler daima iyi, kötüler daima kötü olarak kalıyorsa bu durumda durağan karakterler söz konusu demektir.
Çocukların bir öyküyü okumalarını sağlayan en önemli etken, kahramanların değişimlerinin inandırıcı olmasıdır.
Kahraman: Roman, öykü, tiyatro ve benzeri edebiyat türlerinde başından olaylar geçen kişidir.

Konularına Göre Çocuk Öyküleri İşledikleri konulara göre çocuk öyküleri gruplandırıldığında öne çıkan başlıklar şunlardır: Çocuğun bireyselleşmesine katkı sağlayan öyküler Bu tür öykülerde özellikle “kendi ayakları üstünde durabilme, kendi ihtiyaçlarını giderme, başarma” temaları ön plandadır. Çocuğa tecrübe aktaran öyküler Günümüzde çocukları bekleyen pek çok tehlikeye dikkatleri çekerek çocukların bu problemlerle nasıl başa çıkabilecekleri konusundaki genel geçer tecrübeleri öğretici bir dil kullanmadan aktaran öykülerdir. Bu öykülerin kahramanları hayvanlar ve insanlardır. Örneğin “Kurt ve Yedi Yavru Keçi” başlıklı öykü şu cümlelerle başlar: “Çok çok yıllar önce çiçekli çayırdaki evlerden birinde,

Çevre bilinci aşılayan öyküler Çocukların çevre konusunda bilinçli olmalarını sağlamak maksadıyla hazırlanan öykülerdir. Ruhsar Belen’in “Güzellikler Bitmesin” adlı öyküsü, kentlerdeki aşırı betonlaşmaya çocuk duyarlılığıyla karşı çıkan bir öyküdür.

Hayvan sevgisi uyandıran öyküler Hayvan sevgisi, çocuklarda özellikle şefkat ve merhamet duygusunu geliştirmek ve hayvanların da yaşadığımız dünyanın bir parçası olduğunu hissettirmek amacıyla hazırlanmış öykülerdir

İnsani özellikleri ön plana çıkaran öyküler Bu tür öykülerde arkadaşlık, dostluk, yardımlaşma, insanları dış görünüşlerine göre değerlendirmeme, ön yargılardan kurtulma, yaşlılara yardım, kibirli olmama gibi pek çok konu işlenir. Bunlar, çocuğun insan olma sürecini tamamlamasına ve gelecekte iyi bir birey olmasına katkı sağlayacaktır.

İletişim ve dil becerilerini geliştirme amacıyla hazırlanmış öyküler Çocuğun kendisiyle ve çevresiyle sağlıklı bir iletişim kurabilmesi ve dil becerilerini geliştirmesi için hazırlanmış öykülerdir. Ayrıca iletişim araçlarının faydaları ve zararları konusunda çocukları eğitir

Fantastik ögeler taşıyan öyküler Bunları yarı gerçek, yarı gerçeküstü olayları anlatan öyküler olarak değerlendirebiliriz. Fantastik ögeler taşıyan öykülerde gerçek ve gerçeküstü olaylar dengeli bir şekilde anlatılır. Gerçek ve gerçeküstülük taşıyan olaylar belirgin ve ilk bakışta ayırt edilebilecek şekilde olmak zorundadır.

Sanat eğitimi vermeyi amaçlayan öyküler Edebiyat, çocuğun başka güzel sanat şubeleriyle tanışmalarını da sağlayan bir sanattır. Resim ve müzik gibi edebiyatla birlikte düşünülebilecek sanatlara çocukların dikkatlerini çeken öyküleri bu başlıkta değerlendirmek mümkündür.

Zorluklarla baş etme konulu öyküler Çocukların karşılaşabilecekleri problemlere sanatçı duyarlılığıyla çözüm yolları gösteren bu öykülerde zorluklarla başa çıkma konusunda farklı seçeneklerin bulunduğu üzerinde durulur.

Ölüm konusunu seviyeye göre anlatan öyküler Çocuk edebiyatında insanı ilgilendiren her şey konu edilebilir. Bunların çocuk seviyesine uygun bir şekilde verilmesi önemlidir. Hayatın en büyük gerçeği olan “ölüm” kavramını da öyküler aracılığıyla çocuğun seviyesine uygun bir şekilde anlatmak mümkündür.

Serpil Ural’ın “Çiçeğin Ömrü” adlı öyküsü çocuklara “ölüm” kavramını anlatmak üzere hazırlanmıştır
Öykü Anlatma Yöntemleri Çocukların öyküyü severek dinleyebilmeleri için öğretmene ve ebeveyne düşen bazı görevler vardır. Bu görevleri aşağıdaki şekilde sıralayabiliriz: • Öykü anlatmak bir sanattır. Çocuğun ilgisini çekebilmek için sesin ve mimiklerin iyi kullanılması gerekir. • Öykünün anlaşılır olabilmesi için sözcüklerin seçimine özen gösterilmelidir. Kısa öykülerden uzun öykülere geçilmelidir. • Amaç, çocuğa hoşça vakit geçirmek ve çocuğun hayal gücünü geliştirmek olmalıdır. • Çocukların hayvan öykülerinden hoşlandıkları dikkate alınmalıdır. • Öyküler, çocuğun yaşına uygun olmalıdır. Konu, çocuğun dikkatini çekmeli ve süre iyi ayarlanmalıdır. • Anlatılacak öykünün seçimine önem verilmeli, anlatılmadan üzerinde çalışılmalı, merak unsurları ihmal edilmeden canlı bir biçimde anlatılmalıdır. • Öyküyü anlatan kişi, davranışlarına dikkat etmeli, doğal davranışlar sergilemeli ve dinleyicilerle bütünleşmeyi bilmelidir. • Öyküler di’li geçmiş zaman kipiyle anlatılmalıdır. Anlatım esnasında dinleyicilerin sorabileceği sorulara yanıt verilmelidir. • Öykünün adı ve yazarı çocuklara söylenmelidir. Anlaşılmayan kısımlar varsa, anlaşılır ölçüde sunulmalıdır.

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder